14 Mayıs 2010 Cuma

istanbul'da kimim var..


Vakti zamanında ilk gittiğim Jehan Barbur konseri hakkında yazmıştım, karalamıştım bir şeyler. Aradan 5 aydan fazla zaman geçmiş, bugüne kısmetmiş bir kere daha dinlemek Jehan Barbur'u..

Ankara'da ODTÜ'de okurken belirli aralıklarla İstanbul kaçamakları yapardım.. Büyük çoğunluğu o zamanki kız ark.larımı görmek için olsa da, İstanbul'un başlı başına yarattığı heyecan da ayrı bir şeydi benim için.. Sabahın altısında in otobüsten, servise bin, beşiktaş'a gel, sonra (şimdi yıkılmış olan) çay bahçelerinde çayını al, börekçiden de böreğini, ohh Kızkulesi'ne karşı yap kahvaltını.. ya da Haydarpaşa'da indikten sonra daha uykunu açamadan Kadıköy'e geçmece, tren rötar yaptıysa "ulan amma da leşimiz çıktı, hatunun yanına gidicez daha" diye deodorantı üzerine boşaltmaca.. Taksim'i, Kadıköy'ü, bilumum maceraları v.s. her seferinde tadı damağımda kalmış bir gezi olarak hatırlıyordum bu İstanbul gezilerimi..

Jehan Barbur konserleri de biraz öyle geliyor bana.. Bir dostum "hadi gidelim" diyince zerre düşünmeden, "iyi, gidelim" dediğim, uzun zamandır özlediğim, gidince de yüzüme salak bir gülümsemenin yapışıp kaldığı konserler bunlar, artık öyle tarif ediyorum.. Hepi topu 50-60 kişi vardı belki konserde, biraz da konseri sıcak kılan buydu galiba.. (tek şikayetim jehan barbur konserlerinin klasiği olan slow parçalarda arkadaşlarıyla en yüksek sesiyle konuşan kadın yaratıkları.. ya da bunun eşleniği mühendiz, doktor ve bilimum erkek ayıyı hortlatan mesleklerde çalışıp mallıkta rekor kıran sayın abilerim.)

Her neyse, konuya dönersek.. Bu son konserde bir de şunu fark ettim, doyamadık Jehan Barbur'a.. :) yaklaşık 2 saatlik bir performans sergilediler, ama son şarkıda hala "ulen bi çakallık yapıp bu kadar az kişiyle bis yaptırabilir miyiz aceba?" diye aklımızdan geçirmedik de değil..

Başlık ise, bilenler bilir, pinhani'nin bir parçası.. Bu gece Jehan Barbur ve grubu bunu da çaldılar. Parçayı ilk çıktığında sevmiştim aslında.. Sonraları "sevgi kelebekleri" modunda insanlar tarafından sevilip sahiplenilmeye başlayınca soğumuştum.. Bugün Jehan'dan dinleyince tekrar bir kanım kaynadı şarkıya.. Dinlemek isteyenleri buraya alalım, ne yazık ki Jehan Barbur'dan değil, şarkının kendisi..


***

Konserin başlarına doğru, Jehan Barbur yerden 30-40 cm yüksek sahnenin ucuna doğru ilerliyor, topuklu ayakkabıların ucu sahnenin ucunda direk.. Sonra şarkı bittikten sonra:
Ben: - Abi o kadar acayip bir sevgi ki bu Jehan Barbur'a karşı beslediğimiz.. (mevzuyu anlatır) hani o uca kadar geldi ya, içimden "yahu dur, düşeceksin canım, incitmeyesin kendini" diye diyesim geldi valla..
Arkadaşım: - Hadi canım, senin de mi? :D

--"Abi bütün sevgililerimizin kıskanacağı bir kadın Jehan Barbur.. Her zaman onları daha çok sevdiğimizi bilecekler Jehan Barbur'dan, ama hiç bir zaman Jehan'ı sevdiğimiz gibi onları sevemeyeceğimizi öğrendiklerinde çok hayıflanacaklar.." :)

Rakı içtikçe güzelleşen bir kadın Jehan Barbur.. O güzelleştikçe sizin suratınızdaki gülümseme de yerini sağlamlaştırıyor..

Son olarak, benim müzik zevkime itimat eden arkadaşlarımın kesinlikle canlı dinlemelerini istediğim bir performans sağladı Jehan Barbur ve grubu.. "Özledim" diye iddialı bir cümle kuruyordum konser yolundayken, konser çıkışı ise tatminkarlığımdan o özlemin eseri bile kalmamıştı.

Gidebileceğiniz en yakın konserini kaçırmamanız dileğiyle..

Hala duymayıp da merak edenler olursa şurdan myspace sayfasına alalım o vakit..