26 Eylül 2009 Cumartesi

Kısa Kısa..

Bir kaç haftadır yazayım yazayım diyorum, bazen imkanım olmuyor, bazen bir iki karalayıp, "eeh, salla" deyip bırakıyorum. Ufak ufak not geçiyim ama:

  • Gökçeada, Bozcaada notlarını tamamlayamadım, Gökçeada notlarının yarısına kadar geldim, ama blog'u public hale getirmiyorum bilerekten.. Bitiricem ama, kalmayacak, azimliyim =)

  • Yazmaya vakit bulamamamın bir nedeni de taşınma telaşları olması.. İstanbul'da Beşiktaş'ta ev tuttum, Boğaziçi Tezsiz Yüksek Lisans (Yazılım Müh.). Yakınımdaki tanıdıkları öğrenmiştir zaten bir şekilde.. İş güç olayları da yine İstanbul eksenli olacak gözüküyor. Bütün bunları rayına oturtmaya çalışırken bir de internetten uzak kalınca bloglamak pek de mümkün olmuyor haliyle.. Evde hala monte etmemi bekleyen demonte mobilyalar bulunmakta.. =)

  • İşbu mesaj da Ankara'dan yazılmakta efenim. Ankara'daki eşyaları toparlayıp, bir kısmını İstanbul'a almak için, hem de eş-dost'u görmek için geleyim dedim gri şehre..


  • Hoop, alakasız bir konu geçişi yapayım, Deniz'in tavsiyesine kulak verip yazı boyutunu büyültüyorum, siyah arkaplanda daha rahat okunduğunu söylemişti, deneyelim bakalım =)

  • İkea'sıdır, Koçtaş'ıdır, eve çıkarken eşyalarınızı nasıl temin edebileceğiniz üzerine bir howto yazmak niyetindeyim.. Böylelikle söz vermiş olayım yazıcam diye :p

  • Gösteri Peygamberi'ni bitirdim. Onunla ilgili de bir yazı yazayım, oldu mu size iki.. Ohh miss, gaza geldim bak şimdi, güzeeel ;)

  • Takip ettiğim bir kaç blog hakkında da yorum yazmayı düşünüyorum, tavsiye edeceklerim olabilir, stay tuned annem ;)


Efendim resimde Kermit'in "seni yenicem brooklyn" pozunun da yazılanların hiçbiriyle uzaktan yakından alakası yoktur, sevilmiş, konulmuştur. Beğendiyseniz çorunuzdur ;) (ama çok hoşuma gitti yav, post'a iliştirmeden edemedim..)

4 Eylül 2009 Cuma

Trakya Ağzı :)



"""
... attık kendimizi gene tarlaya
Taak, Korsala (mekanın ismi sanırım)
- Vaay, Kardejlerim ojgeldiniz.
- Dayı ver birer bira be
Dış ses -> Bira vardı?
- Taak, Vardı..
Dış Ses -> Eah, tamam.
- Iıh, Şevket geldi onbej dakka sonra, O kafa olmuş Skoç brayt sünger gibi
annadın mı
Yumak gibi büle kafada balya topları felan
- Ayga nooldu be, ver dayımı bi içme.
- içmem
- Ya iç
- İi, içeyim gene bea
- Dış Ses: hadi içiyim hadi
- Muhabbet falan filan, a iyi, dayı nası be
- Ya kadan bu(l)du(anlamadım burayı) balya atarız ekmek parası kazanırız
naabıjaz dedi falan filan
- Dış Ses: Kadan
- Mıhabbet nası gidiyo işler
- İyi be, geçen dedi attım dedi iki araba dedi balya dedi aldım dedi parayı
gittim dedi birol'dan dedi aldım dedi iki şişe şarap, buldum kendimi dedi, beraat
oldum
- Dış Ses: Beraat (gülüşmeler)
- Vurdum dedi şaraba, ağustos sıcağında vurmuş kafama didi bayılmışım ben didi
annaaamadım ben dedi. (annayamadım diyor.)
- Dış ses:(gülüşmeler) annaaamadım, annaaamadım.
- Bi uyandım dedi etraf kapkaranlık. Olum dedim şevket naaptın sen
- Dış ses:(gülüşmeler) Kendi kendine..
- herif kendi kendine konuşüyu
- Tam irkildim didi, bir kalaz(kalas diyor) didi, kapaklandım didi.
- Herhalde demiş daha sarhojum
- Dur dedi bir daha bi kalaz daha dedi anladım didi or*spu çojuğunun biri
gelmiş bunu.. kim bu aga?
- karabasan dedim, a**mc*k oğlu her gün dedi uğrar sanki yan komşu, tuz
almaa gidiyu. (tuz almaya gidiyor :) )
- Kalktım dedi, baktım sağa sola, kimse yok didi, tam vurjaktım , taak diye bi
tuttum dedi elini, görmem o kaddan (o kadar demek istiyor) didi, iki dane çaktım
dedi elimin tersine cıstav, cıstav (süper efektler)
- Dış Ses: (gülüşmeler..)
- (tam duyamadım burda biraz gülüşmelerden) nerde amua godumunun, iki dane daha
at deirsek(dirsek demek istiyor olabilir :) ) götüne.. Bi baktım dedi arkasına bakmadan kaçar, İyy İyy
bağrıymış o gene. (bağırıyormuş o gene)
- Bir daha da bi gelme *m*na kodumunun çocuğu demiş ananı skerim senin..
"""


Gece gece gördüğümde beni benden almış bir video :)
Trakyalı olmayan insanlar muhtemelen küfürlere takılacaktır, ama trakya'da yetişmiş insanlar için onların aslında küfür olmadığı, her iki kelimede bir kullanılan "didim,didi,dimiş" kelimeleriyle birlikte trakya ağzına yerleşmiş birer vecize oldukları aşikardır diye düşünüyorum.

İzleyince bir nebze gülebildiyseniz bu post amacına ulaşmıştır efenim ;) Evet penbe de çingene penbesi bea.. :)

3 Eylül 2009 Perşembe

No El Calcio Moderno!!

Yarın 5 Eylül 2009 Cuma günü TSİ 21.00'da oynanacak maçı şu an için yayınlayan bir tv kanalı yok bildiğim kadarıyla. Zaten öğrenirsem yorumlarım buraya da.

Takip edenler zaten Livorno'nun da Adana Demir Spor'un da nasıl bir futbol geleneği'nden geldiğini bilirler. Bilmeyenler için de özet geçmek gerekirse, futbolda ultras geleneğini sürdüren, bunun en yoğun yaşandığı klüpler ikisi de kendi ülkelerinde. Ultras geleneği holiganizmden ayrılmakta. Ayrıntıları için wikipedia linkine başvurabilirsiniz. Sosyal sorumluluklarının dışında, takımlarını koşulsuz desteklerken holiganların aksine kavgadan kaçınmakta olan, "futbol'un asla sadece futbol olmaması"nı takımlarının hayatlarında ne kadar büyük bir yer kapladığını yansıtabilen bir ekol.



Günümüzde futbolun nasıl bir endüstri haline geldiğini anlatmaya gerek yok. Milyon dolarlık futbolcular, astronomik rakamlı reklamlar ve televizyon yayın hakları, pazarlamada uluslararası marka haline gelmiş (isim hakları) satılmış takımlar.. Kısacası, futbol hızla formula1 haline gelirken bu gibi takımların bize bir alternatif sunmaları umut verici gelişmelerden. Böyle güzel birlikteliklerin çoğalması dileğimizle..

Adana Demir Spor hakkında bir kaç söz daha.. İki senedir kıl payı kaçırarak yükselemedikleri Bank Asya 1. Lig'e bu sene yükselmeleri konusunda şans getirici bir maç olur umarım. Adana Demir Spor hakkında bilgi sahibi olmak, gelişmelere göz atmak istiyorsanız Ankara Tayfası'nın Gurbette Demir Gibiyiz Blog'unu takip edebilirsiniz.

Yazılabilecek, konuşulabilecek çok şey var aslında.. Futbolun sosyolojik yanı, futbolun insan hayatındaki yeri ve kapitalizmin hayatın her yerinde olduğu gibi futbolun da içine işlemesi gibi bir çok konu mevcut.. Yeri ve zamanı geldiğine inandığımda onlar hakkında da yazmak dileğiyle.

p.s. Lucarelli çok gol atmasın, atsın ama çok olmasın :) Mümkünse ADS Livorno'yu yensin, ya da yok yav, gollü beraber bitsin, güzel maç olsun ama =)
p.p.s. NTV, yap bi güzellik be abisi :p

Güzelce İçilen Bir Akşamın Ardından



22 Ağustos 2009 / Gökçeada - Imroz

"""
Güzelce içilen bir akşamın sabahında uyandığınızda en çekilmeyen şey, mide bulantısı ve baş ağrısıdır. Bugün anladım ki bunlardan sonra gelen bir şey varsa, o da sıcak suyun olmamasıymış. Yok, banyoda sıcak su var; ama tüpü ya da ısıtıcısı olmayan bir evde uyanıp da sabah çay/kahve içememek cidden çok kötü bir şey!.. Ulan bir de köyde yaşıyoruz, nasıl köylü lan bunlar, saat 7.30'ta ben onlardan önce kalkıyorum, alla alla!..Hayır, aşağıya indim, bir de bakındım sağa sola, dayı/teyze bir bardak suyunuz var mı, kahve içicem diye, nerde kalıyorsun diye sordular önce, sonra da kalkar onlar, yok bende be çocuğum, moduna girdiler.

Gökçeada'ya gelince.. Türkiye'nin en büyük adası diye boşuna dememişler. (Deyip dememelerinden ziyade, bir "fact" bu :) ). Kıbrıs'a hiç gitmedim ama seyrettiğim filmlerden olsa gerek, bana fena halde Kıbrıs'ı andırdı İmroz.

Adanın adı için İmroz'u kullanmak, esen her rüzgarda daha ağır basıyor. Ekşisözlükte okuduklarımın etkisi mi bilmem ama "Rüzgar" dinleyebildiğimi düşündüğüm bir yer olarak aklıma yazıldı İmroz.

Ev sahibi, uyan lan!.. :) Kahvem var, sıcak suyum yok, iyi mi :)
"""

Gökçeada'da geçirdiğimiz ilk günün sabahında bunları yazmıştım. Ada'ya gece varmış, kalacak yer bulduktan sonra da direk içmeye gitmiştik. Ayrıntılarını ise ayrı bir blog'da anlatacağım efenim, acık sabır :) """ Bu blog'un amacı size Gökçeada ve Bozcaada hakkında bir "gezinin tadını çıkarma" rehberi sunmak. Aynı zamanda gerek Gökçeada'da gerekse Bozcaada'da ihtiyacınız olabilecek bilgileri size sağlamak.. Sizlerin de katkısıyla daha çok işe yarar bir hale gelmesini diliyorum efenim.""" diye başladım blog'a.. Devamı da gelmekte, eli kulağında ;)

p.s. Bu arada bilmeyenler için Imbros Yunanca'da "Rüzgarlı Ada" demekmiş (bir kaç yerde bu iddiayı gördüm ama yine de citation needed deme ihtiyacını görüyorum.)